28 Aralık 2013 Cumartesi

White Christmas Fanmix

İşim gücüm yokmuş gibi, oturup White Christmas için bir şarkı mixi hazırladım. Sözleri bana bazı karakterleri, veya tamamını, hatırlatan şarkılarla bu Noel zamanı diziyi anmak istedim. Umarım sizin de hoşunuza gider.

One More Soul To The Call [dinle | download]

01. One More Soul To The Call - Akira Yamaoka & Mary Elizabeth McGlynn
02. It’s The Fear - Within Temptation
03. Eccentric - After Forever
04. Animal I Have Become - Three Days Grace
05. Blue - Angie Hart
06. Breaking Down - Florence + the Machine
07. Your Rain - Akira Yamaoka & Mary Elizabeth McGlynn
08. A Dangerous Mind - Within Temptation
09. Shy - Sonata Arctica
10. Infra-Red - Placebo
11. Dying - Maximilian Hecker

8 Aralık 2013 Pazar

Lee Juck - Lie Lie Lie



Lee Juck'ın yeni şarkısı çıkar da ben paylaşmaz mıyım? İnsanın kalbine dokunan, her zamanki gibi çok içten bir şarkı yazmış Lee Juck.
Yeni albümü The Meaning of Solitude'u da herkese öneririm. iTunes'dan 9 lira gibi çok uygun bir fiyata satın alıp, dinlemeye başlayabilirsiniz.

7 Aralık 2013 Cumartesi

Heirs ve kafamı duvarlara vurma isteği...

Ben pek bir hayırsız oldum son zamanlarda. Hem size hem de uzakdoğuyla ilgili tüm zevklerime ihanet ettim biraz. Ne bir dizi açıp izliyorum, ne bir Korece şarkı dinliyorum... Cidden ne deseniz az!
Oysa içimden yazmak geliyor. Yazacak bir şeyim olsa bir de!

Buldum! Hadi Heirs'dan bahsedelim!

Heirs açıkçası tüm korkularımı haklı çıkararak ana karakter kızcağımızın bir eşya gibi davranıldığı bir dizi halini aldı. Bu noktadan sonra tek umudum Eun Sang'ın oralardan kaçıp bambaşka bir insanla sağlıklı bir ilişkisinin olması. Ah, ilk bölümlerde öyle de heyecanlanmıştım ki! Kim Tan aslında uyuz değildi! Eun Sang'ın karakteri tek boyutlu değildi! Young Do'nun harika bir iyiye dönüşme hikayesi olacaktı! Umutlar umutlar...

Son bölümde Kim Tan'ın Young Do'ya "Al senin olsun" demesi bile beni sinir krizine sokmaya yetti de arttı. Eun Sang sizin kavga edip aranızda kimin sahip olabileceğine karar vereceğiniz bir eşya değil. Kendi duyguları, kendi kararları, kendi tercihleri olan bir birey. Birisini takip etmek, birisini zorla öpmek romantik değil. Eun Sang cidden çok daha iyisini hak ediyor.

Ancak dizinin iyi yaptığı birkaç şey de var. Chan Young ve Bo Na ikilisini evimde beslemek istiyorum! Bir de tabii biricik Hyo Shin var. Umarım dizinin sonuna kadar hayatta kalmayı başarır. Hyo Shin, ben sana bakarım. Ben para da kazanırım. Boş ver üniversiteyi. Gel bebeğim. Gel buraya. Sakın atlama bir yerlerden.

Açıkçası üzülüyorum. Chan Young ve Bo Na gibi mükemmel bir ikili yazmayı başaran bir yazar, nasıl olup da ana karakterlerin ilişkisini eline yüzüne bulaştırabilir. Hyo Shin ile beraber bu üç kişi dizideki tek aklı başında insanlar nasıl olabilirler? Sevgili yazar... Elinde Lee Min Ho var! Elinde Park Shin Hye var! Elinde Kim Woo Bin var! Kullansana!

Evet, bu konuda çok doluyum. Heirs'in olabileceği mükemmel dizi ile şu anda elimizdeki enkaz arasındaki fark kalbimi kırıyor.

Şimdi gidip son bölümde Park Shin Hye'nin içine Go Dok Mi'nin kaçması ve daha sonra da Enrique ile birlikte gün batımına doğru koşmaları için adak adayacağım. Enrique, gerçek aşkın ve karşısındaki insana saygı duymanın ne demek olduğunu biliyordu.

28 Ekim 2013 Pazartesi

Fanfiction: White Christmas Karalamaları - 1. Bölüm

Tumblr'da White Christmas hakkında kısa kısa hikayeler yazan birisine rastladım. Bana da ilham verdi. Uzun zamandır buralara uğramıyordum. Sizinle paylaşmak güzel olur diye düşündüm. White Christmas izlemeyenler için pek bir şey ifade etmeyebilecekleri gibi, oldukça spoiler da içermektedirler.

Fonda müzik isterseniz...


  • en değerli şeyler

          Hissetmek Chi Hoon için hiçbir zaman kolay olmadı. Ama, kayıtsızlığının mal olduğu şeyin farkındalığı ile gelen suçluluğu içinde bulmak zor değildi. Deniyordu. İnsanları gördüğünden emin olmaya çalışıyordu. Ufak detayların farkında olduğundan… Arkadaşları, özellikle Moo Yul, ona yolunu bulmada yardım ediyordu. Arkadaşlar… Bu kelime ne zaman ağzından çıksa, geride tuhaf bir tat bırakıyordu. Hani bir yemeği ilk defa tadarsınız da tadını nereye koyacağınızı bilemezsiniz ya… Yine de, onların varlığıyla her şey daha renkli görünüyordu. Belki de sadece Mi Reu’nun saçı yüzündendi. Bilmiyordu. Ama hayatta, insanların çözülemez dediği denklemleri çözmekten daha tatmin edici şeyler olduğunu düşünmeye başlıyordu.

  • eve dönüş

           Bir sonraki Noel, haddinden erken geldi. Eun Sung önündeki forma baktı. “Eve gidecek”in yanına bir çarpı vardı. Okulda kalmayacaklardı. Tabii hiçbiri buna istekli değildi, en azından açık açık, ama cezbediliciği yadsınamazdı. Annesinin düşüncesi okulun soğuk koridorlarından daha sıcak hissettirmiyordu. İkisi de Eun Sung’un hayatının bir sır uğruna feda edildiğini ömürleri boyunca hatırlayacaklardı.
          “İyi olacak mısın?” diye sormuştu Moo Yul önceki gün, eve gidecekleri kararını aldıklarında.
          “Evet,” demişti Eun Sung çabucak, bir yandan jiletini sakladığı cüzdanıyla oynarken.

  • keder ve korku yok olduğunda

Polis soru sormayı bırakalı üç kış geçmişti. Moo Yul en başından beri o gece yaşananların asla su yüzüne çıkmayacağını biliyordu. Ama acabalar, polis onları bilgi için sıkıştırmayı bırakana kadar midesini dürtüp onu kusacak gibi hissettirmeyi bırakmadı. Her sene Yoon Su’nun mezarını ziyaret ettiğinden emin oldu ve her seferinde Kim Yo Han’ınkini ziyaret edecek gibi oldu. Çünkü o biliyordu.
Moo Yul artık o sekiz güne dönüp baktığında keder ya da korku hissetmiyordu. Ama hissetmediği bir duygu daha vardı ve Kim Yo Han bunun olacağını biliyordu.

7 Haziran 2013 Cuma

Yorumlar: I Hear Your Voice - 1. Bölüm

Bir süredir "Hadi Yuna, kalk bir şeyler yaz," diye kendimi teşvik etmeye çalışıyorum. Zira aynı anda hiç izlemediğim kadar drama izliyorum şu sıralar. Hepsi hakkında diyeceklerim var olmasına var ama hiçbiri hakkında oturup yazacak kadar motivasyonum yoktu açıkçası. Gu Family Book'u severek izlememe rağmen tamamen potansiyelini çöpe atan bir dizi korkarım. Güzel, keyifli, sürükleyici ve gerçekten mükemmel olabilecek kadar malzemesi olan bir dizi. Ancak potansiyelini kullanamadı ve kusursuz olabilecekken iyi oldu sadece. Son altı bölümde neler değişir bilmiyorum. Yine de dört gözle bekliyorum elbette.

Dating Agency: Cyrano'ya gelince, o da oldukça hoş. Yine de, belki konuşmak için çok erken ama, karakterlerle herhangi bir bağ kuramadım. Daha önceki Flower Boy dizilerinin sahip olduğu ruha sahip değil sanki. (Gerçi K-indie şarkılar kullanarak kalbimi fethetmeye çalışıyorlar.) Umarım ilerleyen haftalarda toparlar.
Gelelim yazımın asıl kahramanına: I Hear Your Voice. Ben bu diziyi şimdiden çok sevdim! Zaten başkalarının düşüncelerini okuyabilmek konusu oldukça ilgi çekici... İyi işlendiğinde keyif almamam için hiçbir neden yok. Ayrıca karakterlerle direkt bağ kurabildim. (Evet, bu benim için önemli bir unsur.) Bunda bölümün yarısından çoğunu kapsayan geçmiş sahnelerinin etkisi büyük. Hye Sung ve Soo Ha'nın bugün neden böyle insanlar olduğunu, hayatlarında yaptıkları seçimleri neden yaptıklarını, karakterlerini ve birbirlerine ne ifade ettiklerini çok güzel bir şekilde izleyiciye vermeyi başarmışlar.

Oska Kwan Woo'yu da daha fazla görmek için sabırsızlanıyorum. Saf ve geveze Kwan Woo ile kötümser ve alaycı Hye Sung'un etkileşimlerini çok büyük keyifle izleyeceğime eminim.
Soo Ha'nın Hye Sung'a olan platonik aşkı ise son zamanlarda şahit olduğum en sevimli şey olabilir. Kıyamam ben sana. Umarım Kwan Woo yüzünden kalbi çok kırılmaz. Ne zaman kalbinin iyileşmesine ihtiyacın olursa Yuna burada Soo Ha... Öhöm.

Sonuç olarak, çok büyük ihtimalle kafanızı daha çok karıştırmakla beraber, I Hear Your Voice'ın sevimli ve izlenesi bir dizi olduğuna inanıyorum. İlk bölüm tamamen hikayenin tabanını oluşturmak üzereydi. İkinci bölümün de karakterlerimizin tamamen bir araya gelmesini sağlayacağını düşünüyorum. Haftaya ise Soo Ha'nın babasıyla ilgili gizemlere hafiften yelken açacağımıza inanıyorum. Bakalım artık. Umarım böyle devam edersin I Hear Your Voice. Ben seni çok sevdim.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Jang Gi Ha and the Faces - 조금만 기다려요

Yakında Başlayacaklar: I Hear Your Voice

Sizi çok ihmal ettiğim ve Kore dizilerinden haberlerden mahrum ettiğim için kendimi o kadar mahcup hissediyorum ki, bütün bulduğum haberleri kafanıza fırlatmadan içim rahat etmeyecek. Tabii, ben olmasam da dizilerden pek tabii ki haberiniz oluyordur ama nedense gelecek bir diziden haberim olup size haber vermek gibi bir sorumluluk hissediyorum üstümde. Öhöm, neyse, lafı fazla uzatmadan I Hear Your Voice'tan bahsetmeye başlayalım.
Başrollerinde Lee Bo Young, Yoon Sang Hyun ve Lee Jong Suk'un bulunduğu dizi; hırslı ve dosttan çok düşmana sahip avukat* (public defenderı çeviremedim) bir kadın olan Jang Hye Sung, idealist ama beceriksiz bir avukat* olan Cha Kwan Woo ve insanların zihnini okuyabilen bir lise öğrencisi olan Park Soo Ha'nın hikayesini anlatıyor. (Yaşasın! Oska ve Han Tae Ssun yeniden bir arada!) Duyduklarımız kadarıyla, Soo Ha'nın karakteri neredeyse School 2013'teki karakteri Go Nam Soon ile aynı. Kavgalara karışan, sorunlu... Sadece süper güçler eklenmiş durumda. Ayrıca Hye Sung'a karşı da karşılıksız bir aşk beslemekte.
Dizinin konusu çok net bir şekilde açıklanmasa da, bu üç karakter bir araya gelip suçları çözmeye başlayacaklar. Çözmeleri gereken en büyük gizem ise Soo Ha'nın güçlerinin ardındaki sır olacak.
I Hear Your Voice, 5 Haziran'da televizyon bilgisayar ekranlarımıza gelecek. Sizi, her zamanki dileğim olan "lütfen güzel olsun" ile beraber fragmanlarla baş başa bırakıyorum.



*Yardıma ihtiyacı olan, çaresiz insanlara yardım eden türden bir avukat.

Yeni doğum günü!


Az önce sitedeki yazıların tarihlerini biraz katlettim gibi bir şey oldu. Ekranın başında Jin Rak gibi bağıracaktım ki saatin sabahın beşi olduğunu hatırlayıp dilimi ısırdım. Her neyse. O kadar da önemli değil aslında ama ilk yazımın tarihini kaybetmeme neden oldu. Böylelikle de blogun doğum günü bir muamma halini aldı. Mart 2012 civarlarında olduğunu hatırladığımdan dolayı, ilk yazının tarihini 9 Mart yaptım. 9 Mart Japonlar için baharın başlangıcı demek. Ayrıca çok sevdiğim bir şarkının adı. Benim için anlamlı bir tarih oldu.
Belirtmek istedim...

29 Mayıs 2013 Çarşamba

İzlemekte Olduklarım: Dating Agency; Cyrano

Yeni Flower Boy draması haberleri yayılır da Yuna sessiz kalır mı? (Bu haberi yapmak için geç kaldığım gerçeğini görmezden geliyoruz.) Kore dizilerinin başına gelen en güzel şeylerden biri şu flower boy dizileri... Bilmeyenler için, flower boy -ya da resmî adıyla Oh!Boy- tvN isimli bir kablolu kanalın yakışıklı genç erkeklerden oluşan diziler serisine verdiği isim. Ancak bu dizilerin en büyük özelliklerinden birisi gerçekten enfes senaryoları ve anında bağ kuracağınız anlamlı karakterleri olması. Flower Boy Ramyun Shop ile başlayan seri, mükemmel ve favori Kore dizilerimden olan Shut Up! Flower Boy Band ile devam etmiş ve en son da Flower Boy Next Door ile kalbimizi ısıtmıştı.
Şimdi de Dating Afency; Cyrano ile yakışıklı erkeklerimiz, ve umarız,  enfes senaryolar ve karakterler geri döndü. Cyrano Agency filminden uyarlama olan dizimiz, film de bir webtoondan uyarlamaydı gerçi, eski bir tiyatroyu kurtarmak amacıyla para kazanmak için çöpçatanlık yapan bir şirketin hikayesini anlatıyor. Oyuncular olarak ünlü oyuncu Lee Jong Hyuk, SNSD'den Choi Soo Young ve karizmatik Lee Chun Hee'yi başrolde izliyoruz. Onlara Jo Yoon Woo ve sabah uyandığımda yatağımda yanımda görmek istediğim insanlar listesinde bulunan Hong Jong Hyun eşlik ediyor. (Direkt tüm White Christmas oyuncuları listemde bulunmakta. Evet, Esom dahil.)
İlk bölüm son derece eğlenceliydi. Birkaç bölüm sonra diziye tam olarak ısınıp ısınmadığıma karar verebilirim sanırım. Gerçi, eğer söz konusu Flower Boy serisi ise sorgulamadan diziye dalacak bir insanım ben. (Shut Up! Flower Boy Band içime sonsuza dek işledi.) Umarım hayal kırıklığına uğramam. En iyisi tahtaya vuralım ve dizinin tadını çıkaralım.

7 Mayıs 2013 Salı

Yuna Kore'yi Boşlarken...


Son zamanlarda Kore dizilerini pek bir boşladım. Ama açıkçası canım hiçbir şey izlemek istemedi. Sadece Gu Family Book'u takip ediyorum (Gu Family Book hakkında bir ara konuşmalıyız!) ama bu sırada ders çalıştığımı veya sosyalleştiğimi sanmayın. Son bir iki aydır o işleri yapmıyorum. Özel hayatı bir kenara bırakıp konuya dönersek biraz değişiklik adına kendimi Kore dışındaki bazı uzak doğu dizilerine adadım.

25 Nisan 2013 Perşembe

White Christmas

"Canavarlar doğarlar mı, yoksa yetiştirilirler mi?"


White Christmas
White Christmas, ya da diğer adıyla Monster, 2011 yılında KBS2 kanalında yayınlanmış olan 8 bölümlük bir drama. İzlediğim ilk gerilim draması olmakla beraber, favorilerim arasına da girmiş bulunmakta.
Susin Lisesi, Kore'nin en zeki öğrencilerinin alındığı bir lisedir. Dağın başında ve kimsenin kaçamayacağı bir yerde olan bu lisede, ders çalışmak dışında hiçbir şey yapılmamaktadır. 
Yurt odalarında bile kamera bulunan öğrenciler buraya "Alcatraz" demektedir. Öğrencilerin yıl içindeki tek tatilleri Noel'de başlayıp yılbaşına kadar devam eden sekiz günlük tatildir. Hikayemiz bu sekiz günlük tatilde eve gitmek yerine okulda kalan öğrencileri ve onların başındaki öğretmeni anlatmakta. Okulda kalan öğrencilerin hepsi birer mektup almıştır ve bu mektupta sekizinci günün sonunda bir ceset bulacakları yazmaktadır. İlk gece trafik kazası yapıp okullarına sığınan bir psikiyatrist ve okulda saklanan başka bir öğrencinin varlığı ile grup tamamlanır ve gerilim dolu günler başlar. Dizi hakkında ufak bir not da soundtrackinin mükemmel olması. Massive Attack, Alice in Chains'ten tutun Vivaldi'ye kadar uzanan geniş ama aynı zamanda dizinin ruh halini en iyi şekilde yansıtan bir soundtracki bulunuyor dizinin. Başa koyduğum parça da dizinin soundtrackinden. Tüylerimi diken diken ediyor ne zaman dinlesem.
Eğer diziyi izlemediyseniz ve izlemeye niyetiniz varsa, size önerim yazının devamını okumamanız yönünde. Çünkü çok etkileyici ve sürükleyici bir dizi ve ne kadar bilmezseniz o kadar zevk alırsınız. Yazının devamında ayrıntılı bir şekilde tek tek tüm karakterleri anlatacağım ve dizinin sonu hakkında da yorumlarımı paylaşacağım. Uyarıldınız. ^^

7 Nisan 2013 Pazar

Lee Min Ho ve Park Shin Hye aynı dizide!

Hayallerim gerçek oldu! En sevdiğim Koreli aktörlerden biriyle en sevdiğim Koreli aktrislerden biri (ya da direkt en sevdiklerim) sonunda beraber bir dizinin baş rolleri oluyorlar!
Lee Min Ho'nun zaman zaman eksikleri olsa da ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ve inanılmaz bir potansiyeli olduğunu bilmeyen yok zaten. Gözlerimize şenlik olması da cabası. Park Shin Hye ise You've Fallen For Me'deki rolünden nefret etsem de aslında ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu Flower Boy Next Door'da kanıtladı. Bu kıza iyi bir yönetmen ve şeker komasına girmemiş bir karakter vermek lazım. O zaman ne kadar büyük bir cevher olduğunu gösteriyor.
Dizinin senaristi ise hepimizin çok sevdiği Secret Garden'ın senaristi Kim Eun Sook. Dizinin He Who Wishes To Wear the Crown, Endure Its Weight: Heirs gibi bir ismi var. Evet, oraya girmeyelim ve kısaca Heirs diyip geçelim. Lütfen lütfen lütfen güzel bir dizi olsun ve kız karaktere de en az erkek karaktere verildiği kadar önem verilsin. Lütfen?

28 Mart 2013 Perşembe

Yakında: Gu Family Book - Yeni Oyuncu

Tamam! Artık ilgimi çekmeyi başardın sevgili dizi! Zaten ilgim üzerindeydi de ne bekleyeceğimi pek bilmiyordum. Hoş hâlâ bilmiyorum ama bünyene kattığın bu oyuncular on altı bölüm boyunca halay çekse yine de izleriz sanki. Aman tahtaya vurayım yine de. Büyük konuşmamak lazım.
Gu Family Book bir süredir radarımda olan bir dizi. Lee Seung Gi'nin yeni dizisi olmakla birlikte, aynı zamanda yine gumiholarla ilgili bir dizi olması da pek şeker. Bunun yanı sıra Miss A ve Dream High'dan tanıdığımız Suzy, Lee Seung Gi'nin annesi olarak küçük bir rol oynayacak olan Lee Yeon Hee ve daha niceleri de diziye katılan ünlü oyunculardan.
Ancak hiçbir oyuncu, Lee Seung Gi bile, beni bu diziye yeni duyurulan oyuncusu kadar çok çekemezdi: Sung Joon! Lie To Me'de Nishikido Ryo'ya benzetmiştim ve inanılmaz yakışıklı bulmuştum kendisini. Ayrıca o derinden gelen sesi de çok hoşuma gitmişti. Daha sonra Shut Up! Flower Boy Band'de oyunculuğuna ve kendisine daha çok aşık olmuş, White Christmas'ta onu görünce sevinç çığlıkları atmıştım. Evet, Sung Joon çok yakından takip ettiğim bir oyuncu. İlginç bir şekilde bu dizide Suzy'nin karakterinin bodyguardını oynamakta. Çok büyük ihtimalle dizimizin üçüncü şahısı olacak ve kalbimizi kıracak. Daha şimdiden kalbim senin için atıyor Sung Joon.
Sen gumiholu aşkını yaşadın Lee Seung Gi! Bırak da Sung Joon yaşasın! Her ne kadar yarı gumiho olan sen olsan da...

24 Mart 2013 Pazar

Yoon Si Yoon - Men's Health Dergisi | Nisan 2013

Uzun süredir ortalıkta olmadığımın farkındayım ve bunun için çok özür dilerim. Dersler, staj bulma stresi (ve hâlâ da bulamadım!), sosyal hayatımın var olduğunu fark edişim (varmış cidden!) ve birden kendimi bir oyun sitesinde editör olarak buluşum (nasıl olduğunu hatırlamıyorum, her şey çok bulanık) sevgili bloguma ve sizlere vakit ayırmamı çok güçleştirdi ne yazık ki. Maalesef bir süredir Kore dünyasından da uzak kaldım ve bugün şöyle bir bakayım diyince uzak kalışıma çok pişman oldum. Ahh güzel Koreliler'in yüzlerine bakıp mutlu olmayı özlemişim. Güzel Koreli demişken, Yoon Si Yoon'un yeni fotoğraf çekiminden bahsetmemek olmaz! Ahh. Kendisini Flower Boy Next Door'dan önce hiç mi hiç tanımıyordum ancak şimdi çok sevdiğim Koreli aktörler arasında adı yıldızlarla süslü bir şekilde bulunmakta. Eh, bu güzel fotoğrafları sizlerle paylaşmamak da olmaz! A-a... Çok ayıp. :D Rüşvet falan değil bu. :D O değil de, yaz gelse...

13 Mart 2013 Çarşamba

Jang Gi Ha and the Faces - A Twosome



Jang Gi Ha and the Faces, dinlediğim en mükemmel K-Indie gruplarından birisi. Onların hakkında uzun ve ayrıntılı bir yazı yazmayı planlıyorum ama kim bilir ne zamana yazarım... Ama o zamana kadar bu mükemmel şarkı ile sizi baş başa bırakmak istiyorum.
İnanılmaz renkli, eğlenceli ve sıradışı şarkıları var bu grubun. Bu şarkı da bu şablonu bozmuyor. Eğer bu şarkıyı beğenirseniz The Moon Is Rising, Let's Go (달이 차오른다, 가자) ve Cheap Coffee (싸구려 커피) şarkılarını da dinleyin mutlaka. Gerçekten mükemmeller.

10 Mart 2013 Pazar

Uzakdoğu Sevdalısı

http://saranghae-kore.blogspot.com'un sahibi Sulli, bana çok büyük bir yardımda bulunarak blogunda Queen In Hyun's Man inceleme videomuzun linkini paylaştı. Bunu tamamen karşılıksız ve iyi niyetle yaptığını bilsem de, ben de sizleri onun bloguna davet ediyorum.
Dizi incelemelerini okumaktan büyük zevk alıyorum. Hem eğlenceli yazılar, hem de bol resimlerle çok nitelikli incelemelere sahip ve dizilerdeki en güzel alıntıları da yine bu blogda bulabilirsiniz. Blogumun uzun süredir takipçisi ve destekçisi olan Sulli'ye ve tabii ki sizlere de çok teşekkür ederim. ^^

7 Mart 2013 Perşembe

Yuna Big Bang Dinliyor


Hakkımda ilginç bir bilgi: Ben Big Bang'i sevmiyorum. Durun! Kaçmayın! Bu bir "sevmemek" eylemi değil. Sadece "sevmek" eyleminin eksikliği. Yani Big Bang hakkında neredeyse hiçbir fikrim yok. Birkaç şarkılarını öyle ya da böyle dinlemiş olmama rağmen hiçbir şekilde aklımda kalmamış hiçbirisi. (Lollipop hariç! O şarkıyı çok beğeniyorum! Ama tek şarkı yetmez.) Ancak bu benim bir özelliğim. Bazen yıllar boyunca üstünkörü dinleyip, hiç farkına varamadığım gruplara daha sonraları aşık olup "Bugüne kadar aklım neredeymiş?" diye dövünebiliyorum.
Şu sıralar Kore bloglarında fazlasıyla vakit geçiriyorum ve yazdıklarını beğendiğim, müzik zevkimin ve hayata bakış açımın benzer olduğu çoğu insanın Big Bang'in büyük hayranları olduğunu fark ettim. Aslında bu yeni bir keşif değil benim için ama her taşın altından Big Bang fırlamaya başladı şu sıralar! Ve ben de, bir şeyler kaçırdığıma karar verdim. Kesinlikle bir yerde yanlış yapmış ve Big Bang'e yeteri kadar dikkat etmemiştim.
Bu yazıdan önce birkaç Big Bang hayranından en sevdikleri Big Bang şarkılarını öğrendim ve kendime bir dinleme listesi yaptım. Çok teşekkürler Lee, kurabiyecanawari ve Efe Kızı! ^^ Şimdi yapacağım şey, bu şarkıları çevirilerini okuyarak dinlemek, çünkü şarkı sözlerinin de çok güzel olduğunu duydum, ve size teker teker yorumlarımı yazmak. Sonunda umuyorum ben de sonunda Big Bang dünyasının bir ucundan tutmuş olacağım. Ama olur da yine de sevemezsem, kızmayın bana. Belki tarzları bana hitap etmiyordur?

Başlamadan önce Big Bang üyeleri hakkında bildiklerimi sıralayayım.

G-Dragon

  • Rapçilerden birisi. 
  • Adı Kwon Ji Young ya da öyle bir şey. Nereden biliyorum bilmiyorum bu bilgiyi.
  • Solo albümleri var. 
  • Sarı saç yakışıyor.
  • Bir tane şarkılarında gitar parçalıyor diye üzülmüştüm. 
  • Park Bom ile shipliyorlar insanlar. Şekerler bence de. Ama Bom yaşça epey büyük sanırım G-Dragon'dan. Emin değilim.
  • Bir de uyuşturucu muhabbeti vardı sanki? Gerçi özel hayatları beni ilgilendirmez. Önemli olan müzik. 
  • Heartbreaker diye bir şarkısı vardı. Çok hoştu o. Bir ara her yerde çalıyordu. Aklımda kalmış. "Çıkka çıkka çıkka hee" diye bir yeri vardı. Çok eğlenmiştim.
  • Modada öncü falan diyorlardı ama Tumblr'da bir kıyafetini görmüştüm ki evlere şenlik. Ben modadan anlamıyor da olabilirim tabii. Ama hoş çocuk yine de G-Dragon.
T.O.P.
  • Adını "ti-oo-pii" diye mi yoksa bildiğin "top" diye mi okuduğumuzu bilmediğim insan. Ayrıca gerçek adını ve T.O.P'ın açılımını da bilmiyorum. 
  • Lollipop'ta o kapkalın sesiyle "Lolli-lolli-lolli-pop" demesine hastayım.
  • Kaşları çok enteresan.
  • IRIS'te oynuyordu. Kötü adamdı sanırım. Emin değilim.
  • G-Dragon ile sürekli düet yapıyorlar bunlar.
  • Bir tane gifi vardı. Ona çok gülmüştüm. "Başka grupların hayranları onların yanına 'Oppa, oppa!' diye gelir, bizimkiler 'Yo!' diye geliyorlar." diyordu gifte. Bir yandan da hayranların hareketlerini taklit ediyordu.
  • Rapçi yine.
Daesung
  • Hakkında pek bir şey bilmesem de en sevdiğim üye sanırım Daesung. Çünkü en sevdiğim müzisyen Lee Juck'ın çok sevdiğim bir şarkısını coverlamıştı. Güzel de söylemişti. Gerçi "Ayy orijinalinden güzel söylemiaaaş" diye yorum yapanlar yüzünden sinir olmuştum ama her yerde var öyle yorumlar. Görmezden geliyorum.
  • Gözleri çok şeker.
  • Sesi güzel?
Seungri
  • Nedense hep bu çocuk Big Bang'in lideri gibi geliyor bana. Ya bir yerde okudum ya da öyle saçma sapan bir önsezi. Genelde tutar bu önsezilerim ama bilmiyorum artık.
  • Bir de sesi güzel bir üye yanlış bilmiyorsam. Hatta baya güzel. 
Beşinci, Ne Adını Ne De Yüzünü Hatırladığım Üye
  • İçimden bir ses, favorim sen olacaksın diyor. Nedense hep en az dikkatimi çekenlerin hayranı olurum. Neyse şarkıları dinlemeye başladığımda göreceğim seni. Bakalım kimsin nesin?
  • Bu arada resimleri en son ekleyeceğim, yani üstte resim var git oraya bak demeyin. :D Her şeyin orijinal tepkilerim olarak kalmasını istediğim için resim bile aratmadım Google'da henüz.


Başlayalım o zaman! Ve eğer Big Bang'i hiç dinlemediyseniz ve bir yerden başlamak istiyorsanız, siz de bana katılabilirsiniz!

6 Mart 2013 Çarşamba

Teen Top - Miss Right



Teen Top çok sık dinlemesem de zaman zaman çok eğlenceli şarkılar çıkaran bir grup. Yeni şarkılarını çok beğendim. Dansı çok eğlenceli. Özellikle kalçalarını salladıkları kısımda çok eğlendim. Zaten o hareket epey popüler olmuş okuduğum kadarıyla.
Klibin bir de dans versiyonunu izlemek isterseniz şöyle buyrun.

22 Şubat 2013 Cuma

Kim Woo Bin - Obs News Fotoğrafları


Şu sıralar ders kayıtlarım, bavul toplama vs. ile uğraşmakta olduğumdan dolayı pek yazı yazmaya fırsat bulamadım ne yazık ki.
Kendimi affettirmek için bol bol dizi izleyip, size bol bol yazılarla dönmeye çalışacağım ama o bence Kim Woo Bin'in bu fotoğrafları da beni affetmenizi sağlayabilir! School 2013 ile tanıştığım Kim Woo Bin, gerçekten çok çok çok hoş bir adam. Kim Woo Bin'i bir anda bu kadar sevmemde dizide oynadığı Park Heung Soo karakterinin etkisi çok büyük tabii. Aynı şekilde Go Nam Soon'u oynayan Lee Jong Suk da favorilerim arasına girdi. Neyse, lafı çok uzatmayalım ve fotoğraflara geçelim.

17 Şubat 2013 Pazar

SHINee Dream Girl Medley



Şarkıların hepsi kulağa harika geliyor! Tam sevdiğim gibi eğlenceli, hareketli ve enerjik. Albümü dört gözle bekliyorum. Ve klibin teaserını da! Eli kulağındadır onun da. Hadi artık. Özledim sizi çocuklar.

15 Şubat 2013 Cuma

Video Blog - Queen In Hyun's Man



Blog için bir video blog oluşturmak bir süredir aklımda olan bir fikirdi. Şimdi tatil için eve döndüm ve en yakın arkadaşlarım Tuğçe ve Damla'yı kollarından tuttuğum gibi kamera karşısına geçirdim. Bu videoyu elde etmek için aynı şeyleri altı-yedi kere çekmek zorunda kalmış olabiliriz, haha. :D Acemiliğimize verin. HD izlerseniz seviniriz bir de. :D

İlk video blogumuzun konusu olarak üçümüzün çok severek izlediği Queen In Hyun's Man'i seçtik.  İlerde video bloglarına devam etmeyi düşünüyorum. Tuğçe ve Damla her zaman benimle olmayabilir ama evimde olduğum zamanlarda onlar da mutlaka olacaklar. Umarım devam ettirebilirim ve umarız beğenirsiniz! ^^

14 Şubat 2013 Perşembe

Yakında: Nine: Nine Time Travels

Flower Boy Next Door'un son iki haftasına girmişken, tvN ondan sonra yayınlanacak olan dramanın reklamlarını yapmaya başladı. Dramanın adı Nine: Nine Time Travels. Başrollerinde Lee Jin Wook ve Jo Yoon Hee'yi izleyeceğiz.
Henüz dizi hakkında çok fazla bilgi yok ama dokuz kere yirmi yıl geçmişe gitme hakkına sahip olan bir haber spikerinin, bir suçu çözmeye çalışmasını izleyeceğiz. Fragmanlarından anladığım kadarıyla aşık olduğu kadınla ilgili bir suç olabilir bu.



Fragmanlarda geçen cümleler şöyle:

O zaman... elini bırakmamalıydım.
O zaman... telefonu açmalıydım.
O zaman... o mesajı görmemeliydim.
O zaman... elini tutmalıydım.
Geriye dönme şansım olsaydı...

Dramabeans'in İngilizce çevirisinden çevrilmiştir. 

Nine'ın güzel yanlarından birisi de Queen In Hyun's Man'i yapan ekipten çıkıyor olması. Queen In Hyun's Man'in yönetmeni Kim Byung Soo'ya hasta olmuştum ve bu dizinin yönetmeninin de o olması çok mutluluk verci. Ayrıca: zaman yolculuğu! Dört gözle bekliyorum.

11 Şubat 2013 Pazartesi

SHINee "Dream Girl" ile dönüyor!


Yaşasın! Bu sıralar Kore dünyası beni mutlu etmek için elinden geleni yapıyor! SHINee'yi gözlerim uzun zamandır arıyordu zaten. Nihayet 19 Şubat'ta yeni albümleri çıkıyor da özlem sona eriyor. Bu seferki konseptleri de çok hoşuma gitti. "Rüya gibi" bir hava yaratmaya çalışmışlar ve çok da hoş olmuş bence. Özellikle Sherlock konseptlerinin korkutuculuğundan sonra... SM bazen moda konusunda kontrolden çıkabiliyor. Her neyse! Oldukça mutluyum şu anda. Bugün itibariyle tüm üyelerin teaser fotoğrafları çıktığına göre, en yakın zamanda video klip teaserı da ortaya çıkar. Gerçi resmî sitede hâlâ açılmamış bir yer var. Muhtemelen orada da toplu fotoğraflar olur. Onlar çıktığında da yine sizinle paylaşırım. Şimdi yazının devamında SHINee'nin rüya gibi fotoğraflarıyla baş başa bırakıyorum sizi.
Not: Onew'ın arkasındaki Donald Duck'ı görünce gülme krizine girdim. Tesadüf olduğuna inanmayı reddediyorum, haha.

10 Şubat 2013 Pazar

SHINee - Sherlock (Canlı Performans)



SHINee'nin kendini bu kadar geliştirip, bu kadar büyümesini gördükçe çocuğunun büyümesini izleyen bir anne gibi gurur duyuyorum. Beni tam anlamıyla K-Pop dünyasına sokan gruptu SHINee ve hep en sevdiğim K-Pop gruplarından birisi olacak.

8 Şubat 2013 Cuma

Nine - Songs



Sadece tadını çıkaralım...

2013 İstanbul-GyeongJu Dünya Kültür Expo’su Hakkında

Pek çoğunuzun bildiği üzere bu Eylül'de Kore ile ilgili bir fuar olacak ve bu fuar kapsamında Music Bank çekimleri de olacak ülkemizde. Bu tabii ki bizim için devasa bir olay ve çok büyük ihtimalle sevdiğimiz grupları görme şansımız olacak!
Super Junior, SHINee veya KARA'dan herhangi birini görsem, hoş hangi grup olursa olsun herhangi birini görsem, mutluluktan oracıkta ölürüm herhalde!
Yine de biraz burukluk var içimde. Bu yüzden kendimi nankör gibi hissetsem de önümüze böyle bir fırsat gelmişken Lee Juck'ın gelmesini isterdim... Lee Juck benim dünyada en sevdiğim müzisyen ve onun konseri için ruhumu satmaya hazırım... Ancak kendisi "idol" dediğimiz gruba girmediğinden dolayı Music Bank'e çıkmıyor bildiğim kadarıyla. Ama yine de içimde ufak bir umut var. Sonuçta bu bir kültür exposu. Music Bank'e gelmese bile, yine de gelir belki! Olmaz mı ki? Sorsam mı ki Twitter'dan? Exponun ayrıntılarını bilsem sorabilirdim aslında... "Türkiye'deki tek hayranın benim. Yine de gelir misin?" Hahaha. Neyse. Seviyorum ben onu.

6 Şubat 2013 Çarşamba

Gelişigüzel Notlar - 2

Bu seferki Gelişigüzel Notlar'da Flower Boy Next Door'un 9 ve 10 ağırlıklı olmak üzere en son yayınlanan bölümlerinden, Queen In Hyun's Man'den ve biraz da Yuna'nın Kore Günlüğü'nde olabilecek gelecek projelerden bahsediyorum. Spoilerlara dikkat!

1 Şubat 2013 Cuma

Yakında: The Virus

Uhm Ki Joon'un yeni dizisi The Virus bu cumartesi yayına girecek. Elimde bitmeyi bekleyen bir sürü dizi bulunurken yeni bir diziye başlamak benim için ne kadar hayırlı bilmiyorum ama zamanda yolculuk kadar sevdiğim bir şey varsa o da ölümcül bir virüs kaynaklı bir kıyametin ardından geçen hikayelerdir. (Resident Evil oyunlarına ruhunu satmış bir insanım ben...) Gerçi The Virus, ölümcül bir virüsün yayılıp insanlığı yok etmesine günler kala onu durdurmaya çalışan özel bir ekibin hikayesini anlatıyor. Ama bence yeterince yakın! Ölümcül virüsleri severim. Dizide diğer dikkat çeken oyuncular Uhm Ki Joon'un karakteri Lee Myung Hyun'un yanındaki zeki iş arkadaşlarını oynayan Lee So Jung ve Lee Ki Woo, takımın hayatını Myung Hyun'a borçlu olan tecrübeli bir üyesini oynayan Jo Hee Bong, hacker rolünde izleyeceğimiz Wonder Girls'ten Yubin ve grubun en küçüğü rolündeki Park Min Woo.

Umarım hayal ettiğim kadar eğlenceli ve güzel olur dizi. Kore dizilerinde gerçekten Joss Whedon dizilerindeki gibi ekipler olmasını çok istiyorum. Herkesin ilginç karakterleri olan, arkaplanda kalmayan karakterler. The Virus çıkana kadar buradaki ekibin aynen öyle olduğunu hayal edeceğim! Belki hayallerim gerçek olur!
On bölümlük ve haftada bir yayınlanacak olan The Virus'un 1 Mart'taki ilk bölümünü kaçırmayın! ^^
Aşağıdan da fragmanı izleyebilirsiniz:



Dört gözle bekliyorum!

30 Ocak 2013 Çarşamba

CNBLUE - I'm Sorry



CNBLUE'nun şarkıları her zaman çok hoşuma gidiyorlar. Dinlemesi eğlenceli ve akılda kalıcı şarkıları oluyor hep. "I'm Sorry" de beni hayal kırıklığına uğratmadı. Ayrıca uzun süre sonra bir K-pop klibinde adam gibi giyinmiş erkekler görmek ne kadar ferahlatıcı haberiniz var mı! Kore'deki sıradışı ve dikkat çekici moda anlayışı hoşuma gitse de bazen gerçekten gözlerinizi acıtan moda tercihleri olabiliyor ve kendimi ekrana "Kim sizi giydirdi yavrularım!" diye bağırırken buluyorum. Neyse, CNBLUE'yu kim giydirdiyse gelsin bana Nutella ekmek yiyelim. Klibin yönetmeni de gelebilir. Gelmişken CNBLUE'yu getirirler mi acaba? Hiçbir kötü niyetim yok! Sadece Min Hyuk'a sevimli kazaklar örüp onu evimde beslemek istiyorum.

29 Ocak 2013 Salı

Gelişigüzel Notlar - 1


Şu sıralar çok yoğun olduğum için (ne büyük değişiklik ama!), oturup uzun uzun incelemeler yapmaya pek vaktim olmuyor ama yine de burayı düzenli olarak güncelleme hedefimden henüz vazgeçmiş değilim. Siz de benden vazgeçmeyin! :D Ben de bu tarz durumlarda sizi yazısız bırakmamak için o sırada Kore ile ilgili vaktimi geçirdiğim şeylerden gelişigüzel notlar yazmaya karar verdim.

20 Ocak 2013 Pazar

Drama Listem

İzlemekte olduğum, yakın zamanda izlemeyi planladığım veya izlemeyi bitirdiğim dramaları öğrenmek istiyorsanız, artık buradan kolaylıkla öğrenebilirsiniz:

http://yunaninkoregunlugu.tumblr.com/

Bitirdiğim dramalara verdiğim puanları da görebilirsiniz. Bu puanlar objektif olmaktan tamamen uzaktır ve benim izlerken aldığım zevke göre verilmişlerdir. Bu nedenle herkes tarafından şaheser olarak görülen bir dramadan puan kırdıysam veya hiçbir konusu olmayan, oyunculuğun yerlerde olduğu bir dramaya yüksek bir puan verdiysem mutlaka kendimce bazı nedenlerim vardır. Yine de merak ediyorsanız seve seve sizinle paylaşırım bu nedenleri. :D

Not: Burada sadece diziler bulunmakta. Filmleri eklemedim. Ama izlediğim filmleri merak ediyorsanız MyDramaList sayfama bakabilirsiniz.

19 Ocak 2013 Cumartesi

Nell - The Day Before



İzlediğim en güzel kliplerden birisi bu klip. Nell bir süredir takip ettiğim bir grup. Çok güzel şarkılarının olmasının yanı sıra bu kliple tamamen gönlümü fethettiler. Fazla söze gerek yok açıkçası. İzleyin ve klibin nefes kesici güzelliğine şahit olun. Bir de Lee Min Ki ile Song Jae Rim'in. Ama daha çok Lee Min Ki'nin. Lee Min Ki çok çok güzel bir adam.

Unutmadan ekleyeyim, Facebook'ta Nell hakkında oldukça aktif olan bir Türkiye hayran sayfası bulunuyor. Eğer Nell hakkında daha çok şey öğrenmek isterseniz buraya buyrun.

18 Ocak 2013 Cuma

Yorumlar: Flower Boy Next Door - İlk Dört Bölüm


Eğer Flower Boy Next Door'u siz de izlemeye başladıysanız, diziye bayıldığımı tahmin etmişsinizdir. Sevmeyecek ne var ki! Derinlikleri olan karakterler, dozunda kahkaha, dozunda hüzün, ilgi çekici bir hikaye ve yakışıklı erkekler. Eğer başlamadıysanız, ne duruyorsunuz!
İtiraf etmeliyim ki dört gözle beklediğim son iki dizi de hayal kırıklığı olunca (Dream High 2 ve Big. Ah Big...) bu dizi için heyecanlandığım anda içimi bir korku da kaplıyordu. Mutluyum ki tvN, Flower Boy serilerindeki tutarlılığını bozmadı ve yine izlenmeye doymayacak bir dizi sundu bize. Aman tahtaya vuralım. Ben açmayayım şom ağzımı. Zira daha 12 bölüm var önümüzde! Yarısında senarist değişikliğine gidip dibe vuran bir dizi gördü bu bünye... (Mary Stayed Out All Night ne de güzel başlamıştı oysa ki!)
Ama çok şükür Flower Boy Next Door, ne yaptığını biliyor gibi görünüyor...
Dizinin tanıtımını yaparken yanlış öğrendiğim bazı şeyler olmuş. Go Dok Mi'nin dikizlediği kişinin Oh Jin Rak olduğunu okumuştum ama diziyi izlediğimizde başkası olduğunu görüyoruz. Muhtemelen dizi öncesi yayınlanan bilgiler çok net olmadığı için internette böyle bir yanlış anlaşılma olmuş. Her neyse, Oh Jin Rak karakterini şu anki haliyle daha çok sevdiğimi söylemeliyim. Neyse aceleci davranmayayım. Ona da sıra gelecek ama karakterlere yorumlarıma -yazının devamında- ana karakterimiz Go Dok Mi ile başlamak istiyorum.