7 Aralık 2013 Cumartesi

Heirs ve kafamı duvarlara vurma isteği...

Ben pek bir hayırsız oldum son zamanlarda. Hem size hem de uzakdoğuyla ilgili tüm zevklerime ihanet ettim biraz. Ne bir dizi açıp izliyorum, ne bir Korece şarkı dinliyorum... Cidden ne deseniz az!
Oysa içimden yazmak geliyor. Yazacak bir şeyim olsa bir de!

Buldum! Hadi Heirs'dan bahsedelim!

Heirs açıkçası tüm korkularımı haklı çıkararak ana karakter kızcağımızın bir eşya gibi davranıldığı bir dizi halini aldı. Bu noktadan sonra tek umudum Eun Sang'ın oralardan kaçıp bambaşka bir insanla sağlıklı bir ilişkisinin olması. Ah, ilk bölümlerde öyle de heyecanlanmıştım ki! Kim Tan aslında uyuz değildi! Eun Sang'ın karakteri tek boyutlu değildi! Young Do'nun harika bir iyiye dönüşme hikayesi olacaktı! Umutlar umutlar...

Son bölümde Kim Tan'ın Young Do'ya "Al senin olsun" demesi bile beni sinir krizine sokmaya yetti de arttı. Eun Sang sizin kavga edip aranızda kimin sahip olabileceğine karar vereceğiniz bir eşya değil. Kendi duyguları, kendi kararları, kendi tercihleri olan bir birey. Birisini takip etmek, birisini zorla öpmek romantik değil. Eun Sang cidden çok daha iyisini hak ediyor.

Ancak dizinin iyi yaptığı birkaç şey de var. Chan Young ve Bo Na ikilisini evimde beslemek istiyorum! Bir de tabii biricik Hyo Shin var. Umarım dizinin sonuna kadar hayatta kalmayı başarır. Hyo Shin, ben sana bakarım. Ben para da kazanırım. Boş ver üniversiteyi. Gel bebeğim. Gel buraya. Sakın atlama bir yerlerden.

Açıkçası üzülüyorum. Chan Young ve Bo Na gibi mükemmel bir ikili yazmayı başaran bir yazar, nasıl olup da ana karakterlerin ilişkisini eline yüzüne bulaştırabilir. Hyo Shin ile beraber bu üç kişi dizideki tek aklı başında insanlar nasıl olabilirler? Sevgili yazar... Elinde Lee Min Ho var! Elinde Park Shin Hye var! Elinde Kim Woo Bin var! Kullansana!

Evet, bu konuda çok doluyum. Heirs'in olabileceği mükemmel dizi ile şu anda elimizdeki enkaz arasındaki fark kalbimi kırıyor.

Şimdi gidip son bölümde Park Shin Hye'nin içine Go Dok Mi'nin kaçması ve daha sonra da Enrique ile birlikte gün batımına doğru koşmaları için adak adayacağım. Enrique, gerçek aşkın ve karşısındaki insana saygı duymanın ne demek olduğunu biliyordu.

1 yorum:

  1. Aynen katılıyorum! Özellikle Chan Young ve Bo Na'dan bahsettiğin bölüm favorim. :))

    YanıtlaSil