City Hunter, devleti tarafından ihanete uğrayan 21 askerin hikayesiyle başlıyor. Bu askerlerden birisi olan Lee Jin Pyo (Kim Sang Joong) kendi devleti tarafından vurulmaktan kurtulur ve ölen en yakın arkadaşının oğlu Yoon Sung (Lee Min Ho) kaçırarak bu 21 askerin ölümüne neden olan beş kişilik ekipten intikam almak üzere eğitir. Jin Pyo'nun Yoon Sung'a öğrettiği pek çok şey arasında bu intikam sürecinde kimseye bağlanmaması da bulunmaktadır ancak bir ajan olan ve devletin büyük insanlarını korumakla görevli olan Kim Na Na (Park Min Young) Yoon Sung'u bu kuralı çiğneme eşiğine getirir. Ayrıca kanunları korumaya ant içmiş olan Kim Young Joo (Lee Joon Hyuk) hem bu devlet adamlarının kirli sırlarını yasa dışı yollarla ortaya döken City Hunter'ın hem de yıllar önce öldürülme emri verilen 21 askerin sırrının peşine düşer.
Dizi hakkında hoşuma giden pek çok şey var. Bir kısmından daha önce bahsetmiştim. Kurgularda bana en zevk veren öğelerden birisi, yan karakterlerin derinliğidir. Ne yazık ki Kore dizilerinde genelde ana iki karakter olabildiğince derinlik kazanırken (hoş bazen o da olmuyor ya), yan karakterler görmezden gelinir. Bu dizinin en güzel yanlarından birisi hemen herkese özen gösterilmiş olması. İnsanlar orada bir amaçları, insan oldukları için bulunuyorlar. Tek görevleri hikayeyi ileri taşımak değil. Gerçi onu da pek güzel bir şekilde başarıyorlar.
İzlemeyenler için çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum ama City Hunter kaçırmamanız gereken dizilerden birisi. Ayrıca Kore dizilerine soğuk yaklaşan arkadaşlarınız varsa, onları bu dünyaya çekmeniz için de biçilmiş kaftan.
Spoiler içeren yorumlar devamında.