18 Ocak 2013 Cuma

Yorumlar: Flower Boy Next Door - İlk Dört Bölüm


Eğer Flower Boy Next Door'u siz de izlemeye başladıysanız, diziye bayıldığımı tahmin etmişsinizdir. Sevmeyecek ne var ki! Derinlikleri olan karakterler, dozunda kahkaha, dozunda hüzün, ilgi çekici bir hikaye ve yakışıklı erkekler. Eğer başlamadıysanız, ne duruyorsunuz!
İtiraf etmeliyim ki dört gözle beklediğim son iki dizi de hayal kırıklığı olunca (Dream High 2 ve Big. Ah Big...) bu dizi için heyecanlandığım anda içimi bir korku da kaplıyordu. Mutluyum ki tvN, Flower Boy serilerindeki tutarlılığını bozmadı ve yine izlenmeye doymayacak bir dizi sundu bize. Aman tahtaya vuralım. Ben açmayayım şom ağzımı. Zira daha 12 bölüm var önümüzde! Yarısında senarist değişikliğine gidip dibe vuran bir dizi gördü bu bünye... (Mary Stayed Out All Night ne de güzel başlamıştı oysa ki!)
Ama çok şükür Flower Boy Next Door, ne yaptığını biliyor gibi görünüyor...
Dizinin tanıtımını yaparken yanlış öğrendiğim bazı şeyler olmuş. Go Dok Mi'nin dikizlediği kişinin Oh Jin Rak olduğunu okumuştum ama diziyi izlediğimizde başkası olduğunu görüyoruz. Muhtemelen dizi öncesi yayınlanan bilgiler çok net olmadığı için internette böyle bir yanlış anlaşılma olmuş. Her neyse, Oh Jin Rak karakterini şu anki haliyle daha çok sevdiğimi söylemeliyim. Neyse aceleci davranmayayım. Ona da sıra gelecek ama karakterlere yorumlarıma -yazının devamında- ana karakterimiz Go Dok Mi ile başlamak istiyorum.



Dok Mi
Dok Mi'yi gerçekten çok sevdim. Geçmişinde yaşadığı ve sadece parçalarına şahit olduğumuz olaylar nedeniyle kendini evine kapatmış bir kız. Bir sonbahar günü ilk görüşte aşık olduğu adamın şans eseri karşı dairesinde oturduğunu fark edince bunu kadere yormuş ve günlerini onu izlemeye adamış biri. Başkalarıyla açık açık konuşmaya cesareti olmadığından zaten çok para getirmeyen işinden hak ettiğinden daha da az para alan, tasarruf etmek adına sıcak su ile dolu şişelere sarılıp uyuyan ama yine de en çok evinde mutlu olan biri. Derken "hayır"ı cevap olarak kabul etmeyen, Dok Mi ile tam bir tezat oluşturacak kadar hareketli ve canlı olan Enrique'in hayatına girmesiyle güvenli bölgesinden dışarı çıkmaya zorlanıyor. Enrique ve Dok Mi'nin her ne kadar hayata karşı kendilerini savunma şekilleri birbirinin tam zıttı olsa da bu iki karakter aslında çok benziyorlar.








Enrique
Enrique yıllarının çoğunu İspanya'da geçirmiş ünlü bir oyun yapımcısı. Daha ilk sahnesinden ne kadar enerjik olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca kendini herkese sevdirebilme gibi bir huyu da var. Ağlayan bir çocuğu anında güldürebilecek kadar yetenekli, sevimli ve ilgili. Enrique hakkında fark ettiğim bir diğer özelliği de gözlemlemeyi çok sevmesi. Çevresinde olup biteni gözlemlemeyi, insanları kameraya çekmeyi seviyor. Ama Enrique de Dok Mi kadar yalnız aslında. Ünlü olduğu için sürekli göz önünde ama internette onun hakkında yazılanlar pek de hoş değil. Ayrıca on yıl boyunca başkasını sevdiğini bile bile bir kızı sevmiş ve bu nedenle kalbi kırık. Ancak Dok Mi'nin aksine o evine kapanmak yerine gülen bir suratı maske olarak takmayı tercih etmiş. Ne kadar konuşursa, insanlar gerçek yüzünü o kadar zor görürler gibi düşünüyor. Bu nedenle de Dok Mi'nin neler yaşadığını anında anlayabiliyor. Çünkü ikisi de zarar görmüş, yalnız ruhlar.








Jin Rak
Jin Rak'ı izlemek beni çok mutlu ediyor. O kadar çekingen ve sevimli ki resmen başını okşayasım geliyor. Dok Mi'nin yan dairesinde yaşayan, Dok Mi'ye yıllardır karşılıksız bir aşk besleyen bir manga çizeri Jin Rak. Sürekli oda arkadaşına "Sen hayalleri için zengin ailenin yanından kaçan birisisin!" diye dayatma yapsa da aslında o kişinin Jin Rak olduğunu düşünüyorum. Çünkü dördüncü bölümde adını değiştirdiğini öğreniyoruz. Yani kaçmak istediği bir geçmişi var. Dok Mi'yi çok iyi anladığını düşünse ve bazı durumlarda gerçekten ona yardımcı olsa da bence Jin Rak, Dok Mi'den ziyade kafasında oluşturduğu bir hayale aşık. Çünkü onun kafasında oluşturduğu Dok Mi resmiyle gerçek Dok Mi arasında büyük farklar var. Ayrıca her ne kadar çok iyi ve tatlı birisi olsa da neden yıllarca Dok Mi'nin kalbini kazanamadığını anlamak zor değil. Evet, aşkını itiraf etmemesini anlayabilsem de bana kalırsa varlığından Dok Mi'yi biraz daha haberdar edebilir, arkadaşça da olsa onunla muhabbet etmeye çalışabilirdi. Dok Mi'nin kararlarına saygı duymak adı altında onun yanında fazlasıyla robot gibi davranması, onun kaybettiği nokta olmuş bence. Ama tabii ki Jin Rak'ın neden böyle davrandığını anlayabiliyorum. Ve kalbi kırılacağı için çok ama çok üzülüyorum. Ama ben Enrique destekçisiyim haha.








Tae Joon
Dok Mi'nin biricik sevdiceği Tae Joon. Şu anda dizide hakkında en az şey bildiğimiz karakter kendisi. Enrique'in kuzeni olduğunu, doktor olduğunu, yeterince iyi biri gibi göründüğünü biliyoruz. Ama neden Seo Young'a bu kadar kötü davrandığı veya ona karşı bir şeyler hissedip hissetmediği belirsiz. Bana kalırsa Enrique'in Seo Young'a karşı olan duygularından haberdar ve bu nedenle Seo Young ile arasına bir sınır koymaya çalışıyor. Ayrıca bence Tae Joon da Dok Mi'ye aşık. Hatta Dok Mi'nin sütüne notlar yapıştıranın o olduğunu düşünüyorum. Gerçi bu düşüncem o sahnede 401'in kapısının açılması nedeniyle biraz boşa gidiyor ama yine de bir çeşit şaşırtmaca olabilir. Bana kalırsa Tae Joon'ın karakteri hakkında neredeyse hiçbir şey bilmememiz de bundan kaynaklanıyor. Daha sonrasındaki büyük sürpriz için. Ama sürprizinizi bozduuum yeeeey. Tamam sakinim. Hiç de öyle olmayabilir yani.








Watanabe Ryu
Hayatımda Ryu kadar sevimli şey az görmüşümdür herhalde. Evde beslemelik. Ama o daha çok beni besler herhalde. Zira kendisi bir aşçı. Dünyayı gezip bütün ülkelerin mutfaklarını öğrenmek isteyen ve anında Jin Rak ile Dong Hoon'un arasına girmeyi başaran bir karakter. Onun hikayesinin nereye gideceği konusunda bir fikrim yok ama muhtemelen dizinin sonunda başka bir ülkeye gidecektir ve veda etmemiz gerekecektir. Arası konusunda gerçekten hiçbir tahminde bulunamıyorum. İzleyip göreceğiz.








Dong Hoon
Jin Rak'ın en yakın arkadaşı ve oda arkadaşı. Jin Rak sürekli onun evden kaçmış bir zengin çocuğu olduğunu iddia etse de kendisi bunu sürekli inkar etmekte. Dok Mi'nin sütüne mesajları bırakan Dong Hoon da olabilir ama bence Dong Hoon'un asıl sakladığı sır geceleri ne yaptığı. Bence bize gösterilenden daha fazlası var. Bu dizinin bu yönünü çok seviyorum. Her karakterin gösterdiğinden daha fazlası var. Ve bunları görmek için sabırsızlanıyorum!








Seo Yeong
Enrique'in on yıl boyunca sevdiği ama Tae Joon'a aşık olan arkadaşı. Biraz huysuz ve kıskanç olsa da çok kötü birisi olmadığını görebiliyoruz. Hata yaptığı zaman özür dilemesini biliyor. Aynı zamanda açık sözlü ve cesur da. Tae Joon ile ilişkisi şu anda ne durumda bilmiyoruz ama bana kalırsa Tae Joon'un Dok Mi'ye aşık olduğu falan ortaya çıkarsa Dok Mi'ye zor zamanlar yaşatacak gibi görünüyor. Yine de seviyorum kendisini. Çünkü tüm nefret oklarımı yönlendirdiğim başka birisi var.








Do Hwi
Çok ayrıntıya girmek istemiyorum ama Dok Mi'nin lisede yaşadıklarını ben de yıllarca ilkokulda yaşadım. Liseye gittiğimde tüm sınıfı bana düşman etmekten sorumlu kızdan kurtulduğum için lisede her şey yoluna girdi ve şu anda çok şükür dışa dönük ve bir sürü arkadaşı olan bir insanım. Ama Dok Mi'nin içine kapanmasının nedenlerini de çok iyi anlayabiliyorum. Do Hwi karakterini bu yüzden sevmiyorum. Hem de hiç sevmiyorum. Normalde Kore dizilerindeki kötü kız karakterlere karşı tahammülüm yüksek olur. Ne kadar uyuz olurlarsa olsunlar genelde onları umursamam. Ancak ne yazık ki Do Hwi'nin lisede Dok Mi'ye yaşattırdıkları ve yıllar sonra yeniden Dok Mi'nin hayatına girerek bütün bu travmaları ona hatırlatması ve hiçbir şey yokmuş gibi sarılması beni delirtti resmen. Umarım Do Hwi tek boyutlu bir düşman olarak kalır ve sonunda affedilmez ve hatta yılanlarla dolu bir çukura düşer. Öptüm.








Ve tabii ki bundan konuşmadan olmaz! Her romantik komedi Kore dizisinin vazgeçilmezi "yanlışlıkla öpücük" bu diziye de teşrif etti. Nedense bu öpücük sihirlidir. Bağlayıcı bir özelliği vardır. Diğer karakterleri destekleyenler dağılın. Dizinin sonunda beraber olacak çift belli oldu. Ama sanırım Kore dizilerinin büyülerinden birisi de bu. Genelde sonunda kimlerin beraber olacağını bilirsiniz ama yine de her bölümü sandalyenizin ucunda, acaba neler olacak merakıyla izlersiniz. Açıkçası ben bu öpücüğün Dok Mi üzerindeki etkisini çok merak ediyorum. İnsanlarla fiziksel temas konusunda da oldukça mesafeli çünkü. İlk bölümde Enrique'in onun alnına dokunması bile onu ne kadar etkilemişken, bunun onu ne kadar sarsacağını hayal bile edemiyorum.

Flower Boy Next Door gerçekten çok güzel devam ediyor. Karakterlerin hepsini, Do Hwi hariç!, seviyorum ve geçmişlerini öğrenmeye can atıp, gelecekte onları nelerin beklediğini merak ediyorum.

4 yorum:

  1. Çok güzel tanıtmışsın, ellerine sağlık. Çok merak ediyorum diziyi ama bende o ''her hafta yeni bölümün gelmesini bekleyemeyen'' tiplerdenim. İnşallah bitince izlicem. Sayende dizi hakkında tam bir fikre de sahip oldum ^.^

    YanıtlaSil
  2. Yaşasın! Dizi hakkındaki meraklarını giderdiysem ne mutlu bana. :D Ben de aslında biriktirip izlemeyi tercih edenlerdenim. Yeni bölüm çıkana kadar karın ağrıları çekerim çünkü. :D Ama bazen böyle dayanamıyorum işte, hehe. :D

    YanıtlaSil
  3. Dizi hakkında benzer düşüncelerimiz var. Ama ben 5 ve 6.bölümleri izledikten sonra tam bir Jin Rak'çı oldum. Dok Mi'yi sahiplenişi ona laf edildiğinde esip gürleyen halleri beni benden aldı. Dizi her geçen hafta beklentilerimi daha çok karşılar bir hal aldı. İlk bölüm durgun olunca üzülmüştüm açıkçası. Do Hwi iyi bir karakter olsa da sevmezdim sanırım. Bakışları sinsilik dolu. Ay ne çok konuştum. ^^ Ellerine sağlık,çok güzel bir tanıtım olmuş. :))

    YanıtlaSil
  4. Henüz beşinci ve altıncı bölümleri izleme şansım olmadı. Normalde İngilizce altyazı çıkar çıkmaz saldırıyorum ama bugünlerde okuldaki bir etkinlikle uğraştığım için diziyi izlemeye fırsat bulamadım. :D Ama beğenmen içimi rahatlattı, demek ki dizi güzelleşmeye devam ediyor. :D
    Bu arada çok konuşmak iyidir, Kore hakkında çok konuşmak daha da iyidir. :D Bol bol konuşalım. :P

    YanıtlaSil